Fethiye’de engelli öğrencilere özel eğitim veren Özel Saygın Özel Eğitim Rehabilitasyon Merkezi; 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık günü nedeniyle açıklamada bulundu. Özel Saygın Özel Eğitim Rehabilitasyon Merkezi Uzman Klinik Psikolog’u Zeynep Karataş açıklamasında “2 Nisan, Birleşmiş Milletler tarafından otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edilmiştir. Otizme dair farkındalığımızın artması için öncelikle otizmin ne olduğuna dair bilgimiz olması gerekmektedir. Otizm çocukta anne karnında tespit edilemeyen ve genellikle 2-3 yaş aralığında tamamlanması beklenen konuşmanın gecikmesi, sınırlı ilgi alanları, sosyalleşmeye ve dış dünyaya ilgisizlik, takıntılı davranışlar, göz kontağı kurmada yetersizlik ve stereotipik hareketler şeklinde görülen bir farklılıktır. Otizm bir hastalık değildir, bu sebepten de iğne, ilaç gibi tıbbi yöntemlerle geçmesi, iyileştirilmesi beklenilmemelidir” dedi.
“O KADAR EŞSİZ VE KENDİNE ÖZGÜDÜR”
Açıklamasına devam eden Uzman Klinik Psikolog’u Zeynep Karataş “Peki otizmliler ne yapabilir? Ne kadar toplumun bir parçası olabilir ve akademik olarak ne kadar ilerleyebilir? Otizmi üzerinde değişik özellikleri olan bir cetvel gibi düşünelim, bu cetvelde şöyle özellikler olabilmektedir: Oyuncakları işlevlerine uygun oynamama, dış dünyaya ilgisizlik, komutları almama, ismi söylendiğinde dönüp bakmama, bazı kurallara uygun hareket etmede zorluk yaşama, konuşmada gecikme, odak süresinin az olması, akademik olarak yaşının geriden gelebilmesi vb. Bu özelliklerin hepsi aynı anda bulunmadığı gibi, her otizmli bireyde değişik şekillerde ve kombinasyonlarda bir araya gelebilmektedir. Örneğin otizmli bir birey; akademik olarak, yaşıtlarıyla birlikte hiç zorlanmadan okul hayatına devam ettirebilirken bir sohbeti başlatma ya da sürdürme de problem yaşayabilmektedir. Buna karşın başka bir otizmli birey sosyalleşme, kendini ifade etmede zorlanmazken okul hayatında okuma-yazma ya da matematik gibi konularda sorun yaşayabilmektedir. Bu bağlamda bakıldığında otizmlilerin neleri yapabildiği-yapamadığı ya da hangi konularda zorluk çekip iyi oldukları sorusuna verilebilecek tek ve net bir cevabı yoktur. Her birey ne kadar eşsizse ve kendine özgü, karakteristik özelliklere sahipse her bir otizmli birey de potansiyeli, yapabilecekleri, dünyayı algılayış biçimi, bilişsel ve ruhsal durumu bakımından o kadar eşsiz ve kendine özgüdür. Çalıştığım kurum Özel Saygın Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde bu zamana kadar çok farklı örnekler gördüm, bu örnekler; çizim yeteneği konusunda çok iyi durumda olup harika karakter çizimleri yapan bir otizmli çocuk, aklından seviyesinin çok üstünde çarpma işlemi yapan bir diğer çocuk ya da görsel hafızasıyla okuma-yazma öğrenen bir diğeri şeklinde çok güzel örneklerdi. Her bir otizmli bireyin bana öğrettiği sanki dünyaya bırakılmış bir not gibi: “ Ben içinde güzel farklılıklar barındıran bir sentezim.” diyor sanki. Burada önemli olan incinin gözükmesine engel olacak karmaşayı eğitimle ortadan kaldırıp incinin parlamasını sağlamasını ve herkes tarafından bir inci olarak görülebilmesini sağlayabilmek. Burada tek pay eğitime, aileye ya da çocuğa düşmüyor tabi ki, toplum da alışmalı, benimsemeli, anlamalı, destek vermeli ki bütünlük ve uyum içinde bir yaşam inşa edilebilsin” dedi.HABER/GÖKHAN AYYILDIZ